(Peygamberler Kıssaları kitabından İdris Peygamber Cennet ve Cehennemi ziyaret ederken temsil eden bir Pers minyatürü)
Önceki yazılarımda bahsettiğim Hermes, günümüzden beş bin yıl önce Mısır’da bir terzi olarak yaşadı. Mısır papirüslerinde Hermes
Tut adını, Kuran'a göre ise Adem ve oğlu Şit’ten sonra gelen üçüncü peygamber
İdris’tir. Kalemle yazı yazan ve elbise diken ilk insan odur. Terzi Hermes’in, kendinden sonraki bütün düşünsel akımlara ışık tutan düşüncesi şudur: İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır.
İdris'in Tanah'taki (Musevilik dininin kutsal kitabı) Hanok veya "Enoch" ile aynı kişidir. Hanok Adem'in oğlu Kain'in zürriyetindendir ve 365 yıl yaşar.Yaşamının sonunda tanrı ile birlikte yürüyerek gözden kaybolur, yani ölmez.
Yunanlılara göre O trimegistustur (Üç kere ermiş) Astroloji ve simyanın kurucusu olmasının yanında kalemle yazı yazan ve dikiş diken ilk insandır.
İslam mitolojisine dönecek olursak;
Hz İdris Hz. Adem'in oğlu ve 3. Peygamber olan Hz. Şit'in torunudur. Her peygamberde olduğu gibi Hz. İdris'te de bazı mucizeler mevcuttur. Bunların bazıları şöyle;
- Hangi ağaçta kaç adet yaprağın olduğunu bilmesi
- 72 dili konuşabilmesi
- Bulutlara çekilmesi için emir verebilmesi
- Kendisinden sonra gelecek tüm peygamberler hakkında bilgi sahibi olması
Hz İdris Kabiloğulları kavmini uyarmakla görevlendirilmiştir. Ancak bunun yanında 100 adet şehir kurmuş, insanlara şehirleşmeyi, dikiş dikmeyi ve tıp bilimi gibi birçok konuda insanları eğitmiştir.
Küçük bir dipnot: Hz. İdris'in kurduğu 100 şehirden en küçük Diyarbakır yakınlarındaki Rehâ şehridir.
Hz İdris ile ilgili bir kıssayı paylaşmak istiyorum.
Hz. İdris, kendi döneminin en çok ibadet eden insanıydı. Dünyaya itina etmez, sürekli cenneti arzulardı. Bir an bile Allah'a ibadet etmekten geri kalmazdı. Her gün onun amelini gökyüzüne götürüyorlardı. Melekler bile onun ibadetinin fazlalığından dolayı şaşkındılar. Azrail, onu görmeyi çok arzuluyordu. Allah'tan Hz. İdris'i ziyaret etmesi için izin istiyordu.Allah, ona ziyaret izni verdi. Azrail, insan kılığında Onu ziyaret etti. Sürekli oruçlu olan Hz. İdris, akşam namazından sonra iftar etti. Azrail de insan kılığında ordaydı.Onu da yemeğe davet etti ama o bir şey yemedi.
Azrail, şöyle dedi: "Ben Azrail'im. Allah'tan seni ziyaret etmem ve seninle sohbet etmem için izin istedim."
Hz. İdris; "Senden bir hacet ve arzum var." dedi.
Azrail: "Nedir?"
Hz. İdris: "Benim canımı almanı istiyorum."
Azrail: "Bunu ancak Allah'ın emriyle yapabilirim."
Allah katından kendi istiyorsa canını al diye emir geldi. Azrail, onun canını aldı. Allah (c.c), hemen Hz. İdris'i diriltti.
Azrail: "Ey İdris! Ne gördün?"
Hz. İdris: "Fena halde zorluklar ve dehşete düşüren azaplar gördüm. Neden sordun bunu?"
Azrail: "Hiçbir zorluk ölüm kadar zor değildir. Kendini iyice hazırla."
Hz. İdris: "Başka bir hacetim daha var senden. Beni gökyüzüne götürmeni istiyorum. Cennet ve cehennemi gözlerimle görmek istiyorum."
Azrail, Allah'ın emriyle onu gökyüzüne götürdü.Hz. İdris, şöyle dedi: "Cehennem meleklerinden cehennemin kapılarını açmalarını iste.Günahkarları bekleyen çeşitli azapları görmek istiyorum."
Kapılar açıldı. Hz. İdris, onları görünce zorluk ve çetinliklerinden dolayı dehşete kapılıp bayıldı. Kendine gelince; "Bana cenneti de göster!" dedi. Azrail, Allah'ın da izniyle cenneti de ona gösterdi. Hz. İdris, bir müddet cennette dolaştı. Allah'ın oradaki nimetlerini gördü. Azrail, şöyle dedi: "Cennetten çıkalım ve ilk yerimize dönelim."
Hz. İdris, bir cennet ağacına sarıldı ve; "Buradan çıkamam." dedi.
Azrail; "Çıkalım artık, henüz buraya yerleşme vaktin gelip ulaşmadı." dedi. Allah, onların arasında hükmetmesi için başka bir melek yolladı. Melek, gelerek; "Neden çıkmıyorsun?" diye sordu.
Hz. İdris, şöyle dedi: «Allah'ın hükmü şudur ki “Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ankebut/57) Ben, ölümü tattım. “Sizden bir tek kişi bile yoktur ki oraya (cehenneme) uğramasın” (Meryem/71) Ben, oraya da uğradım. Yine Allah şöyle buyurmaktadır. ”Ne de oradan (cennetten) çıkarılırlar.” (Hicr/48) İşte bu delillerden dolayı ben dışarı çıkmıyorum.»
Allah (c.c), Azrail'e şöyle vahiy etti: "Benim iznimle cennete girdi. Benim emrimle o artık oradan canlı olarak dışarı çıkmayacaktır." [3]
Azrail, şöyle dedi: "Ben Azrail'im. Allah'tan seni ziyaret etmem ve seninle sohbet etmem için izin istedim."
Hz. İdris; "Senden bir hacet ve arzum var." dedi.
Azrail: "Nedir?"
Hz. İdris: "Benim canımı almanı istiyorum."
Azrail: "Bunu ancak Allah'ın emriyle yapabilirim."
Allah katından kendi istiyorsa canını al diye emir geldi. Azrail, onun canını aldı. Allah (c.c), hemen Hz. İdris'i diriltti.
Azrail: "Ey İdris! Ne gördün?"
Hz. İdris: "Fena halde zorluklar ve dehşete düşüren azaplar gördüm. Neden sordun bunu?"
Azrail: "Hiçbir zorluk ölüm kadar zor değildir. Kendini iyice hazırla."
Hz. İdris: "Başka bir hacetim daha var senden. Beni gökyüzüne götürmeni istiyorum. Cennet ve cehennemi gözlerimle görmek istiyorum."
Azrail, Allah'ın emriyle onu gökyüzüne götürdü.Hz. İdris, şöyle dedi: "Cehennem meleklerinden cehennemin kapılarını açmalarını iste.Günahkarları bekleyen çeşitli azapları görmek istiyorum."
Kapılar açıldı. Hz. İdris, onları görünce zorluk ve çetinliklerinden dolayı dehşete kapılıp bayıldı. Kendine gelince; "Bana cenneti de göster!" dedi. Azrail, Allah'ın da izniyle cenneti de ona gösterdi. Hz. İdris, bir müddet cennette dolaştı. Allah'ın oradaki nimetlerini gördü. Azrail, şöyle dedi: "Cennetten çıkalım ve ilk yerimize dönelim."
Hz. İdris, bir cennet ağacına sarıldı ve; "Buradan çıkamam." dedi.
Azrail; "Çıkalım artık, henüz buraya yerleşme vaktin gelip ulaşmadı." dedi. Allah, onların arasında hükmetmesi için başka bir melek yolladı. Melek, gelerek; "Neden çıkmıyorsun?" diye sordu.
Hz. İdris, şöyle dedi: «Allah'ın hükmü şudur ki “Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ankebut/57) Ben, ölümü tattım. “Sizden bir tek kişi bile yoktur ki oraya (cehenneme) uğramasın” (Meryem/71) Ben, oraya da uğradım. Yine Allah şöyle buyurmaktadır. ”Ne de oradan (cennetten) çıkarılırlar.” (Hicr/48) İşte bu delillerden dolayı ben dışarı çıkmıyorum.»
Allah (c.c), Azrail'e şöyle vahiy etti: "Benim iznimle cennete girdi. Benim emrimle o artık oradan canlı olarak dışarı çıkmayacaktır." [3]
Cennet ve cehennemi canlı olarak gören ilk ve cennette canlı olarak kalan ilk ve tek kişidir.
Hz. İdris'in ansızın yok olmasına şaşıran kavmi, Hz İdris'i özlemle sürekli anmaktadırlar. Özlemine ve hasretine dayanamayan kavim, Hz İdris'in heykelini yapıp ona saygı göstermeye, hatta bir süre sonra tapmaya başlamışlardır. Böylelikle tarihteki ilk putperestlik de buradan gelmektedir.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere...
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere...
Yorumlar
Yorum Gönder
Her görüş değerlidir. Kimisi küçüktür bakış açısı değişir, kimisi büyüktür Dünya değişir...